Y Kuşağını En İyi Y Kuşağı Anlatır
Nüfusunun yüzde 35’i Y kuşağı olan 76 milyonluk bir ülkede çok güçlü bir yetenek pazarı bulunmaktadır. Bu durum beraberinde bir takım zorlukları getirmektedir. Bu yetenekleri bulmak, yetiştirmek ve elde tutmak günümüz koşullarında daha da zor bir hale gelmektedir.
Bu aşamada bu kuşakla mülakat yapmadan önce, Y kuşağı seçimini yaparken nelere dikkat ediyor? Beklentileri neler? Bu beklentileri karşılanmadığında nasıl tepki vermekte? Kariyer hedefinde öncelikleri neler, gibi soruları cevaplamamız süreci iki taraf için de rahatlatacaktır.
Y kuşağının mülakatlar sonucunda karşılaştığı en büyük sorun “bu iş için yetkinliklerin fazla” sendromudur. Ayrıca genç nüfus, işsizlik ve piyasaların durumu gibi nedenlerle işsiz “fazla nitelikli” çalışan sayısı giderek artış göstermektedir. Şirketlerde yapılacak işlerin sayısı azalmakta ve Y kuşağının iş bulma olanağı gün geçtikçe azalmaktadır.
Kendini aşırı nitelikli gören çalışanlarla, Y kuşağının özelliklerini karşılaştırdığınızda çok fazla ortak noktaları olduğunu göreceksiniz. Peki bu Y kuşağı mülakatlarda ve işe alımlarda neden bu kadar sorun yaşıyor? Çünkü şirketler bu özellikteki adayları işten tatmin olmayacakları ve işten çabuk ayrılacakları gibi düşüncelerle tercih etmek istemiyor. Aslında bu özellikteki elemanlar şirkete farklılık katma açısından önemli avantajlar sağlıyor. Bu durumun şirket için risk değil, bir değer olduğu düşünülerek kararlara yön verilmeli.
Y kuşağının verimli olmasını sağlamak için, yetki ve sorumluluk alanlarının iyi tanımlanması ve her hareketi için yöneticisinden onay almak zorunda kalmayacağı bir yönetim sistemi geliştirmek gerekir. Dikkat ettikleri bir diğer nokta ise rapor ettiği kişiden öğrenmek. Yöneticisinin ya da üstündeki kişi kimse bilgisini onunla paylaşması yani bu kişinin ona mentorluk etmesi öncelikleri arasındadır.
Y kuşağı kişisel gelişimini sağlayabilecekleri bir alan bulamadığı ve yöneticisinin onun için faydalı olmadığını düşündüğü zaman, kendini çıkmazda hissediyor ve bu durum işten çabuk ayrılmalara sebep oluyor. Bu durumun önüne geçmek için iyi bir yetenek yönetimi yapılmalı ve iletişim çift yönlü olmalıdır. Bütün bunların yanında Y kuşağı iş-yaşam dengesine önem vermektedir. Onun için sadece işi yoktur. Ailesi, sosyal hayatı ve ilgi alanlarına da zaman ayırmak isteyecektir.
Y kuşağı ile birlikte çalışmak şirket içerisinde birçok değişimi ve dönüşümü beraberinde getirecektir. Şirketlerin talep ettikleri niteliklerde iş gücünü temin edebilmesi ancak bu yolla mümkün olacaktır. Bu değişime ayak uyduramayan şirketler, rekabetin yoğun olduğu ortamda ilerleme kaydedemeyecek ve zamanla etkinliğini yitirecektir.