‘ Bizim Bir Hayalimiz Var! ‘
Bu bir blog hikayesi ve özeleştirisidir.
Okuyucuya peşin not: Bu yazı çok parçalı ve birbirinden bağımsız içerikler içermektedir.
(…)
Yıllar önce yüksek lisansa ilk başladığımda sınıf arkadaşlarıma, bir İK Blogu hazırlayalım ve hepimiz düzenli olarak yazılar paylaşalım dediğimde fikrime hiç sıcak bakmamışlardı. Hatta fazlasıyla eleştirdikleri de doğrudur. Zaten blog fikri de o dönemde henüz bu kadar popüler değildi. Yıllar geçerken ihtiyaçlar, arayışlar derken blog kavramı meslek içerisindeki arkadaşlarımız tarafında da daha fazla rağbet görmeye başladı. Öncelikle o dönemle bu döneme dair bir gözlem paylaşmak istiyorum kendimce; keşke sayı o zamanki kadar az olsaymış. İçerikler daha doluydu.
İnternet tarayıcımın sık kullanılanlar çubuğunda ik blogları diye bir klasör var, o klasör altı ayda bir kendi kendisini günceller. İçerikler tekrara düşmeye başladığında, blog yazarı uzun süre bir şey paylaşmadığında takip etmeyi bırakırım. Anlayacağınız huysuzum okuyucu olarak.
(…)
Tanıyanlar bilir, bilmeyenler için de ben söyleyebilirim, ben yazar’ım. Kendimi bildim bileli yazarım. Kısa öyküler, denemeler, tanıtım filmi metinleri…. Aklınıza gelebilecek birçok şey hakkında yazarım… Ama çoğu zaman da susarım. Konu İK olduğunda yazılarım da sessizliğe bürünür. İlk kitabım çıktıktan sonra yayınevim ve sevgili editörüm mesleki bir şeyler yazmam konusunda baskı yaptıkça geri durduğum da doğrudur. Bilirim ayrık otu gibi sıyrılmaya sebep olacak sivri dilim benim gözümde henüz törpülenmemiştir. O yüzdendir İK’ya dair yazma konusunda bir türlü ilk adımı atamayışım. Anlayacağınız yazar olarak da huysuzum biraz 🙂
(…)
PERYON kongre sonrasıyla birlikte İK Gönüllüsü Burçin Şoray Erdağ ve Gökhan Yılmaz‘ın başlattığı bir akım yaşıyoruz. Blog özeleştirisi…
Aldıkları herhangi bir eleştiri karşısında egolarıyla oyuna dahil olan insanoğlu için tabiki özeleştiri yapmak daha da zor. Bir iki derken sayının artmaya başladığını görmek sevindirici oldu kendi penceremden.
(…)
Remedy’i kurduğumuzda yıllar önce aklıma düşen blog fikri yeniden canlandı. Bir şirket blogumuz olmalıydı ve mümkünse çok yazarlı olmalıydı. Hatta yazar sayısı ve düzenli yazma oranını sabitlediğimizde bunu bir e- gazete şeklinde devam ettirmek hayalim hala bakidir. Fakat biz henüz o denli çok sesliliğe ulaşamadığımızdan şu an standart bir blog olarak yazım hayatımıza devam ediyoruz.
Sevgili çalışma arkadaşım Gizem Varlı ile birlikte çıktığımız blog maceramıza, “Ben de yazı yazarım!” diyerek şirketimize ve blogumuza açılış hediyesi veren arkadaşım Füsün Özülke‘de katıldı. Hatta sevgili arkadaşım Füsun, yoğun iş temposunda yazmanın rahatlatıcı etkisini sonuna kadar hissederek bu yazma işini o kadar sevdi ki bir anda kendi sitesini açmak için de harekete geçti. Aramıza katıldığı ve sesimize bir nefes de kendisi verdiği için mutluyuz.
(…)
Site editörü olarak RemedyHR blog sayfası için öz eleştirilerim tabii fazla.
- Düzenli yazı paylaşımını hala sağlayabilmiş değiliz.
- Sosyal medya araçlarını Linkedin hariç çok verimli kullanamıyoruz.
- Gerçekten sıkı sıkıya takip ettiğimiz kişi sayısı az. Evet o kişilerin paylaşımlarından kazandığımız edinimlerimiz çok fazla fakat daha farklı seslere de yer vermeliyiz.
- Bazen çok fazla akademik kaldığımızı hissediyorum kendi adıma.
- Yazı uzunluklarımızın ortalama aynı seviyeye ulaşması çok uzun sürdü, ki bunu zaman zaman da başaramıyoruz.
- Etkinlikler kategorisini nedense aktif kullanmıyoruz. Kendi şirket eğitimlerimizi bile koymadık, daha ne diyebiliriz 🙂
Eleştirmeye başladığımızda bu liste uzar gider farkındayım, o yüzden ilk başta yapılması gerekenler şeklinde bunları sıralayabiliriz. Önümüzde uzun bir yol var yeter ki inanalım ve hayallerimize sahip çıkalım
(…)
‘Bizim Bir Hayalimiz Var’; yüzümüze renk, sesimize nefes olacak herkesi bu hayale bekleriz
Sevgi ve Dostlukla